Sayfalar

25 Şubat 2016 Perşembe

Patent Nedir ?

PATENT NEDİR?
Patent Tanımı: Patent, buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretebilme, kullanabilme, satabilme veya ithal edebilme hakkına patent hakkı denir. Bu hakkı gösteren belgeye de patent denir. Bir buluş için buluş sahibine verilen bir patent, buluş sahibinin izni olmadan başkalarının buluşu üretmesini, kullanmasını veya satmasını belirli bir süre boyunca engelleme hakkı verir.
  Patentli bir buluş, tıpkı işle ilgili alınıp, satılabilen, kiralanıp, kiraya verilebilen diğer mallar gibi buluş sahibinin mülkiyeti haline gelir.
Bir buluş sahibi patent isteme hakkını, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup, başkalarına devri mümkündür. Buluş birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse, patent isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa, bunlara müştereken ait olur. Aynı buluş birbirinden bağımsız birden çok kişi tarafından aynı zamanda gerçekleştirilmişse, patent isteme hakkı, daha önce başvuru yapana veya diğerine göre rüçhan hakkı olana aittir. Patent almak için ilk başvuran kişi, aksi sabit oluncaya kadar, patent isteme hakkının sahibidir.
Patent Yasalarının amacı; buluş yapmayı, yenilikleri ve yaratıcı fikri faaliyetleri teşvik etmek için gerekli olan korumayı ve buluşlarla elde edilen teknik çözümlerin sanayide uygulanmasını sağlamaktır. Verilen patentler ve bunların sanayide uygulanması ile teknik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleşmesi sağlanır. Sanayi alanında gelişmiş ülkelerde verilen patent sayılarının yüksekliği bu düşüncenin doğruluğunu kanıtlamaktadır.
Patent verme uygulaması 15. yüzyılda İtalya’da başladı. Sonraki 200 yıl içinde Avrupa ülkelerine de yayıldı. Resmi patent tescili 1790’da Amerika’da, 1791’de Fransa’da başladı. Sonraki yıllarda birçok ülkede patent kanunları çıkarıldı.Bir buluşa patent verilirken bazı şartlar aranır. Başkası tarafından tasarlanmış olmaması, genellikle bir yenilik taşıması, ilgili olduğu alanda önemli bir ilerleme getirmiş olması arzu edilir. Temelsiz buluşlara patent verilmez. Patentli mamüllerinde değişiklik yapan kaşifler, müracaat etmek suretiyle "ek patent" alabilirler.  
 
Patent, bir çeşit şahsi mülktür. Satılabilir, ipotek edilebilir ve miras olarak kalabilir. Patent sahibi, ürettiği malının başkaları tarafından imalini, kullanımını ve satılmasını engelleme hakkına sahiptir. Dilediği kimselere buluşunun imal, kullanım veya satış haklarından herhangi birini bir lisans aracılığı ile devredebilir. Buna karşılık imtiyaz hakkı veya başka çeşit karşılık alır. Patentli bir mamülden yetkisiz olarak faydalanmaya kalkışanlar mahkeme kararıyla tazminat ödemek zorunda kalırlar. Buluşların kalitesine göre patent süreleri farklı olmakla birlikte çoğu ülkede 16-20 yıl arasında değişir. Sosyalist ülkelerde patent uygulaması yoktur. Ancak buluş sahibine bazı tavizler sağlayan bir sertifika verilmektedir.
 
Patent Nasıl Alınır: Patent başvurusunun ilk aşamasında, buluş sahibinin Türk Patent Enstitüsü’ne başvurarak patent araştrması yapmasıdır. Eğer buluş, mevcut patenti bulunanlara yeni birşeyler katıyor veya onlardan ciddi farklarla ayrılıyorsa, başvurunun red edilme ihtimali azalır.
Patent başvurusu için gerekli olanlar şunlardır: Başvuru dilekçesi(1 nüsha), patentle korunması istenilen buluşun unsurlarını kapsayan istemler(3 nüsha), buluş konusunu anlatan açıklama (3 nüsha), isteme ait resimler (3 nüsha), özet (3 nüsha) ve tarifname'dir.
PATENT ÇEŞİTLERİ:
İncelemeli Patent: İncelemeli patent, Ulusal ofise yapılan müracaat neticesinde uluslar arası anlamda araştırması yapılmış, araştırmadan sonra tekniğin bilinen durumunun aşılması yönünden incelemesi yapılmış, yeni, sanayiye uygulanabilir buluşlara verilen koruma belgesidir. Tekniğin bilinen durumu ile ilgili araştırma TPE veya TPE tarafından yetkisi kabul edilmiş uluslar arası araştırma kuruluşları tarafından gerçekleştirilir. İnceleme ücrete tabi olup, incelemeli patentin koruma süresi 20 yıldır.
İncelemesiz Patent: İncelemesiz patent, nitelik olarak patent sayılır ancak; tescil konusunun gerçekliği ve yararlılığı devlet tarafından garanti edilmez. İncelemesiz patentin koruması süresi 7 yıl olup, bu süre içerisinde inceleme talebinde bulunularak tescilin incelemeli patent'e dönüştürülebilmesi mümkündür.      
 
PATENTİN TAŞIMASI GEREKEN NİTELİKLER:
Yenilik: Tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş yeni demektir. Tekniğin bilinen durumu; patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce, buluş konusunda dünyanın herhangi bir yerinde toplumca erişilebilir yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım veya bir başka yolla açıklanan bilgilerden oluşur.  
Tekniğin bilinen durumunun aşılması:  Buluş, ilgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikar bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş ise, tekniğin bilinen durumunun aşıldığı kabul edilmektedir.  
Sanayiye Uygulanabilir Olma: Buluş, tarım dahil sanayiinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir nitelikte ise, sanayiye uygulanabilir olduğu kabul edilmektedir
 
PATENT VERİLMEYECEK KONULAR VE BULUŞLAR
Bulduğumuz ürünün veya yöntemin, her ne ise, buluş basamağı içerip içermediğini anlamak için kullandığımız kriter şöyle izah edilebilir:
Her buluş teknik bir probleme çözüm içermektedir. Her buluşçu da böyle bir probleme çözüm öneren kişi olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bu önerilen çözüm, tekniğin bu alanında uzman bir kişiye aşikar bir çözüm ise buluş aşaması içermediği kabul edilir ve patent alamaz. Kullanılan kriter kısaca böyle anlatılabilir.
Buluş niteliğinde olmadığı için Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalanlar
1. Keşifler, bilimsel teoriler, matematik metotları 2. Zihni, ticari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul ve kurallar 3. Edebiyat ve sanat eserleri, bilim eserleri, estetik niteliği olan yaratmalar, bilgisayar yazılımları 4. Bilginin derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi ile ilgili teknik yönü bulunmayan usuller 5. İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak cerrahi ve tedavi usulleri ile insan, hayvan vücudu ile ilgili teşhis usulleri
Patent verilerek korunamayan buluşlar
 Konusu kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar.  Bitki veya hayvan türleri veya önemli ölçüde biyolojik esaslara dayanan bitki veya hayvan yetiştirilmesi usulleri.
 
PATENTİN ÖNEMİ
Patent alınmasının kişiye sağladığı yararlar dışında ülkemizin gelişmesine katkıda bulunması, teknolojik gelişmelerin sağlanması, insanların buluş yapmaya özendirilmesi gibi sonsuz katkıları vardır. Patentli bir buluş; tıpkı işle ilgili alınıp, satılabilen, kiralanıp, kiraya verilebilen diğer mallar gibi buluş sahibinin mülkiyeti haline gelir. Patentler alındıkları ülkeler için hak sahipliği doğurur. Türkiye'de alınmış bir patent, sadece Türkiye içinde sahibine hak sağlamaktadır ve patentli ürünleri başkalarının Türkiye'ye ithal etmesi durumunda, hak sahibine ithali durdurma hakkı verir.
Bir ülkede verilmiş olan paten sayısının yüksekliği, o ülkenin gelişmişliğinin bir göstergesidir. Dünya geneline bakıldığında ise ülkemizin patent konusunda çok gerilerde kaldığı görülmektedir. Dünyada teknolojik çığır açan buluşların büyük bir kısmı patentle korunurken, ülkemizdeki büyük şirketlerin bile çok sınırlı sayıda patenti bulunmakta, bazılarının şu ana kadar hiçbir başvuru yapmadığını görmekteyiz. Oysa patent bilincinin yerleştiği ülkeler, patentleri lisans anlaşmalarından dahi çok büyük gelir elde etmektedirler. Ülkemizde ise sadece birkaç şirketimiz kendi bünyesinde patent bilincini oluşturmaya başlamış ve son yıllarda atağa geçmiştir.
Patentler ticarileştirildiklerinde, yani sahibine maddi kazanç sağladığı, ülke için katma değer oluşturduğu takdirde değerlidirler. Bir ülkenin ekonomik kalkınmasının altında ülkenin ürettiği katma değer yattığına göre, buluşların da müşterilerce ihtiyaç duyulan, maddi getiri sağlayacak konularda yapılması önemli bir avantajdır. Bu nedenle patent sisteminin sadece buluş sahibini korumak yönü yoktur. Ülkedeki teknolojik gelişmenin de hızlandırılması amacıyla patentin bilgi işlevi de bulunmaktadır.Patent konusunda çok geri kalmış olmamızın sebebi patentin ne demek olduğunun ve ne gibi haklar sağladığının bilincinde olmamamızdır. İnsanlarımızın çoğu patentin yeni bir şey icat etmek olduğunu düşünmektedirler. Bir sistem ya da ürün üzerinde yaptıkları geliştirmelerin ve yeniliklerin patent belgesi alabilmek için yeterli olmadığını zannetmektedirler. Örneğin; bir yeni bir mekanizma kurulurken kullanılacak olan elemanların başkaları tarafından icat edildiği ve bunların kullanılmasının patent almaya engel olduğu düşüncesi ile çokça karşılaşılmaktadır. Bunun başlıca sebebi ile bilinçsizliktir. Bu düşünceden dolayı patentlenebilecek buluşlar koruma altına alınmadığı için, buluş sahibi hakkını koruyamamakta ve taklitçilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Buluş sahibinin yapmış olduğu arge çalışmaları, buluşun kendisine ait olduğunu ispatlayamadığı ve taklitçilerle başa çıkamadığı için maddi manevi tüm emekleri boşa gitmektedir.
Bir diğer sorun da Patent bilinci henüz yerleşmediği ve getirilerin boyutu tahmin edilemediği için, patent alım sürecinde ortaya çıkan maliyetlerden kaçınılması, bundan dolayı da başvuru yapılmamasıdır. Başta bu düşünce sebebiyle ülkemizde yapılan başvuru sayısı dünya geneline bakıldığında çok geri kalmaktadır.
Patentle ilgili teşvikler ve bilincin oluşturulması için yapılan çalışmalar daha da arttırılmalıdır. Devletimiz ve en etkili iletişim aracı olan medya da ülkemiz ve geleceğimiz için bu kadar önemli olan patent bilincini insanlarımıza aşılamak için çalışmalıdır. Ülkemiz, yabancı patentlere ve lisans anlaşmalarına bağlı kalarak ekonomik faaliyetlerini sürdürmeye mahkûm edilmemelidir.

Teknoloji ve Tasarım Örnekleri


Düzen Kuşağı Çalışma Örnekleri








Kurgu Kuşağı Çalışmaları








Buradaki resimler. Erzurum seminerinde formatör öğretmenler tarafından yapılmıştır.. Emeği geçenlere teşekkürler..

Yapım Kuşağı Projeleri
Halil ÇAL öğretmenimizin gönderdiği teknoloji şenliği etkinlik resimleri, Tokat Cumhuriyet İlköğretim Okulu Projelerinden dolayı öğretmen ve öğrencilerini tebrik ederiz.  Başarılarının devamını dileriz.
 



İlk ürün izlenimim.

İlk izlenimim bir android uygulaması ile olacak.
Tamamen tavsiye niteliğindedir. Hiçbir şekilde reklam amaçlı değildir, Maksat bilgilendirme olsun ;)


Bir google Play uygulaması olan Favori Kuponlar adlı app   bahis bağımlılarına güvenilir ve zahmetsiz kazanç imkanı sunuyor.

Facebook'da türeyen ''  şikeli maç satıyorum '' tarzı tiplerden korunmak amacıyla ugulamaya 9.99TL bağışta bulunarak bir ay boyunca onlarca  kupon elimizin altına geliyor. Tutma oranları da bi hayli yüksek ve  geliştiricinin ilgisi bi hayli memnun edici.



Favori Kuponlar Linkinden uygulamaya erişebilirsiniz.

Yandex ile herşeyi bul.

Çok kısa ve öz bir yandex hilesinden bahsetmek istiyorum.
Hile denmeye de bilir ancak bana göre bilgiye erişmek için muhteşem bir yöntem.

Yandex'in Disk uygulamasını duymuşsunuzdur.
E-kitap mı arıyorusunuz     google veya yandexten 
  yadi.sk e-kitap  yazmanız yeterli
Ya da mp3 mü lazım ?  Yadi.sk mp3   yazarak yandex diskini paylaşanların arşivlerine ulaşabilrsiniz.

Örnek :  https://yadi.sk/d/jdUZB77oFTJBo   Pdf Kitap Arşivi.
 Bence Yumulun :)


Ölü Deniz parşömenleri



1QIsa b.jpg

Parşömenlerin bulunduğuKumran(en:Qumran) vadisindeki mağaralardan biri
Ölü Deniz Tomarları, bir kısmı İbranice, bir kısmı da artık ölü bir dil olan Aramice ile kâğıtderi veya bakır plakalar üzerine kaydedilmiş kırk bin adet elyazması parçasından oluşmaktadır. Bu parçaların bir araya getirilmesiyle tam beş yüz kitap yeniden oluşturulmuştur. Hıristiyanlığın ve Museviliğin bilinen en eski yazılı kaynakları sayılırlar.
1947 yılının Şubat veya Mart ayında, Muhammed Ahmed El-Hamid adlı, genç bir Bedevi keçi çobanı, kaybolan keçisini aramaktadır. Eriha kentinin 13 km güneyinde, Ölü Deniz'in batı yakasındaki bir tepede bulunan bir delikten aşağı taş atar ve duyduğu testi kırılma sesi üzerine aşağıdaki mağaraya iner. Mağaranın zemininde, içinde keten kumaşa sarılı deri tomarların bulunduğu büyük testiler bulur. Testilerin ağzı sıkıca kapatıldığı için tomarlar yaklaşık 1900 yıl boyunca hiç bozulmadan saklı kalabilmişlerdir (bulgular, bu tomarların MS 68 yılında mağaraya yerleştirildiklerini gösterir). 1947'deki keşif ve 1952-1956 yıllarında yapılan kazı çalışmaları sonucunda toplam on bir mağarada bu elyazmalarına rastlanmıştır. Bunları sınıflandırmak açısından mağaralar numaralandırılmıştır. 1 numaralı Kumran mağarasında bulunan tomarlardan beş tanesi, ismini aldıkları Kudüs'teki Suriye Ortodoks Manastırı Başpiskoposu tarafından satın alınmıştır. Diğer üç tomar ise İbrani Üniversitesi Profesörü E.L. Sukenik tarafından satın alınmıştır.
“Ölü Deniz Tomarları’nın” bulunması, 20. yüzyılın en önemli arkeolojik keşiflerinden biridir. Bu tomarlar, MÖ birinci yüzyıldan MS ikinci yüzyıla değin Ölü Deniz kıyısındaki Kumran vadisine yerleşmiş olan dini bir topluluğun tarihçesini aydınlatmıştır. Bu topluluk, Kumran Topluluğu veya Esseneler olarak bilinen, dışa kapalı Yahudi bir toplumdu. "Zadokite Belgeleri", "Toplum Kuralları" ve "Disiplin El Kitabı" gibi yazılar, Kumran'daki günlük yaşam hakkında oldukça geniş ölçüde bilgi sahibi olunmasını sağladı.

Down Sendromlu Çocuklar ve Onları Anlamak.

“Trizomi- 21” olarak da bilinen bu genetik bozukluk, normalde bir çift olması gereken 21.kromozoma, ekstra bir üçüncü kromozomun eklenmesi (trizomi) sonucu ortaya çıkar. Down sendromlu kişilerde mental ve fiziksel gelişim değişik seviyelerde etkilenir. Down sendromu, yaşlara göre farklılık göstermekle birlikte ortalama 800 doğumda bir görülür. DS, her 1000 doğumdan 1.3'ünde görülen kromozomlara bağlı (kalıtsal) bir olağan dışı durumdur. Bununla birlikte, yaşı 35'in üzerindeki kadınların dünyaya getirdiği çocuklar arasında daha yaygın olduğu gözlenmektedir. Bilinmeyen bir sebepten ötürü, hücre yapısı veya gelişimindeki herhangi bir hata alışılagelmiş 46 kromozomdan ziyade, 47 kromozonluluğa yol açmakta, fazladan gen vücut ve beynin düzenli gelişimini azar azar değiştirmektedir.

Bu çocuklar, farklı olmaktan ziyade, türüne özgü biçimde bir gelişim sergileyen çocuklara benzerler. Ayrıca, bedensel gelişimleri sırasında toplam nüfusun içinde kişilik, zekâ, öğrenme şekli, dış görünüş, kurallara uyma, espri yeteneği, acıma duygusu, diğer bireylerle kafaca uyum ve davranış biçimi (tavırlar) bakımından büyük bir fark bulunduğunu da göreceksiniz.

Down Sendromu'nun Belirtileri Nelerdir?

DS'lu çocuklar, birbirlerine benzemekten ziyade, ailelerine benzerler. Duygu ve davranışlarında kusursuz, oyun ve yaramazlıkta ise yaratıcı ve hayal gücü yüksek olup, ihtiyaç duyulan değişik düzeylerdeki gelir ve barınma imkânlar içinde kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetişirler.

DS rahatsızlığını yaşayan çocuklar, her çocuğun yetişmesine katkıda bulunan bakım, özen ve toplumsal yaşamın içinde yer alma gibi imkânların aynısından yararlanırken, bütün diğer çocuklar için olduğu gibi, okul, okul öncesi eğitim ve eğitimin kalitesi de, sağlıklı akademik beceriler geliştirmede gerekli olan imkânları çocuğunuza sağlamanız açısından büyük önem taşır.

Standart IQ Tarama Testinde DS'lu çocuklar, zekâ geriliği sınırını aşağıya çekecek ılımlılıkta puanlar alırlar çoğu zaman. Ancak, durum böyle olsa da, bu Tarama Testi zekânın birçok önemli alanını ölçmezler; siz de çocuğun hafıza, iç görü, yaratıcılık ve zekâsı karşısında şaşırır kalırsınız ve ne şanstır ki, bu tür çocuklardaki yüksek öğrenme yetersizliği oranı, bir dizi yetenek ve beceriyi gölgeleyebilir.

Böylesi çocukları, her hangi bir kişide ortaya muhtemel olan ya da olmayan birçok fiziksel özelliğinden tanımak mümkündür

Bazı belirtileri de şöyle sıralanabilir:

-İrisinde küçük, beyaz, hilâl şeklinde belirgin çekik gözler
-Her iki elinde de bulunan tek bir avuç içi çizgisi
-Ender görülen, olağandışı bir zekâ
-Doğuştan gelen yüksek orandaki kalp yetersizliği (%35-50 oranında). Çocuğunuzun doğumun ilk iki ayını takiben, kalp ekosunun (eko-kardiyogram) alınması gereklidir.

Rahatsızlığın Başka Çeşitleri Var mıdır?

- Down Sendromu'nun belli başlı 3 çeşidi vardır. Bebeğinizde muthemelen, ya trisonomy 21-kromozomların 21. çiftinde görülen, yumurta, ve sperm gelişimi veya döllenme (fertilizasyon) sırasında vuku bulan bir hücre anormalliğinden kaynaklanan fazlalık vardır.

-Ya da %4 kadarı (fazladan olan 21. kromozomun parçalanıp, diğerine yapıştığı Translokasyon'a yakalanmıştır.

-Yaklaşık %1'inde ise, sadece bazı hücrelerde kromozom fazlalığının (Trisonomy 21) bulunduğu mozaik bir durum. (Mosaicism) görülür. DS rahatsızlığı olanların %95'inde Trisonomy 21 vardır.

Hafif-çok şiddetli arasında değişen zeka geriliği, hastanın yüzündeki belirli özellikler (bazılarında daha belirgindir), aşırı büyük dil ve kısa bir boyun gibi bir dizi belirtinin görüldüğü bir hastalıktır. Kafanın arka kısmı düz, kulaklar küçük ( bazen yukarıda kıvrımlı) ,burun basık ve geniş olabilir. İşitme ve görme fonksiyonları zayıf olabilir, özellikle kalpte ve mide bağırsak kanalında olmak üzere çeşitli iç organ kusurları mevcut bulunabilir. Down sendromlu çocuklar genelde kısa boyludur, kaslar gevşektir (büyümedeki gecikmenin bir bölümünden sorumlu kusur. )

Down sendromu olan çocukların ortalama doğum tartıları normal çocuklara oranla 100-600gr daha az, boyları 2-3 cm daha kısadır. Boy kısalığı yaşam boyu devam eder. Büyüdükçe kemik olgunlaşmaları geri kalır.

Risk altındakiler ;

-Daha önce doğuştan kusurlu çocuğu olan anne-babaların çocukları
-Anne veya baba da kromozom kusuru varsa
-Anne yaşı 35 üzerinde bulunanlar ( anne yaşı arttıkça risk artar). 35 yaşın üzerindeki annelerden doğan bebeklerin % 2 sinde görülür.

Doğum öncesi teşhis mümkündür. Doğumdan sonra yapılacak ameliyatlarla eğer varsa kalpteki ve diğer sistemlerdeki anormallikler düzeltilebilir. Hafif-orta derecede zeka geriliği olan Down sendromlu çocuklarda erkenden uygulanan özel eğitim programları , zeka katsayısını (IQ) yükseltebilir.

Eğitilebilir düzeyde zeka geriliği olan Down sendromlu hastalar geç de olsa konuşabilir, kendilerine bakabilecek düzeyde sosyal gelişme gösterir ve çevreye uyum sağlar.Genelde taklit, resim ve müzik yeteneği olan, mutlu, arkadaş canlısı çocuklardır. Büyük çoğunluğu basit meslekler öğrenebilir, müzik aletleri çalabilirler.

Teknolojik Gelişmeler 3

 Projeksiyonlu Cep Telefonu
Pahalı olmasına rağmen son zamanlarda oldukça yaygın olarak kullanılan projektör sistemleri kesinlikle günümüzün en faydalı icatlarından birisi olmuştur. Bunlar okullarda, iş yerlerinde vb. birçok yerde kullanılıyor. Fakat mini projektörler konusunda uzman bir firma olan Microvision ile Motorola‘nın işbirliği içinde geliştirilen bu telefon ile projektör sistemlerinin kullanım alanını biraz daha genişleyeceğe benziyor.

Yeni nesil cep telefonlarına PicoP adı verilen mini lazer projektörler entegre edecek olan Motorola, böylece cep telefonlarındaki verileri, bir projeksiyon cihazına ihtiyaç olmadan, üç adet lazer yardımıyla 120 ekran TV boyutunda yansıtabilecek. Bu telefon hakkında daha detaylı bilgi almak için kendi sitesini ziyaret edebilirsiniz. 
 Kağıt pil geliyor 
Bilim insanları, uzaktan bakıldığında sadece bir kağıt parçasına benzeyen bir pil geliştiriyor. Kağıt pil, üç yıl içinde satışa sunulabilecek.
LONDRA - Son yıllarda tüm elektronik araçlar görülen küçülme, güç kaynaklarında yani pillerde geliştirilmiyordu. Ancak ABD’li bilim insanları, yeni araştırmalarıyla buna son vermeye hazırlanıyor.
Kağıdı küçük bir karbon tüpün içine koyan araştırmacılar, kağıtta enerji saklanmasını sağladılar.
Fakat her pil gibi, kağıtta da bir elektrik ileticisine gereksinim duyulunca, araştırmacılar mekanizmanın harekete geçebilmesi için, insan kanı, teri veya idrarının işe yarayabileceğini keşfettiler.
Geliştirilen ince ve küçük bir pil, diğerlerine göre daha esnek bir yapıda. Araştırmayı yürüten uzmanlardan Doktor Robert Linhardt, kağıt pilin başka alanlarda ve farklı ortamlarda da kullanılabileceğini söylüyor. 
Pilin esnek görünmesinin yanında asıl avantajının, çok farklı sıcaklıklarda da kullanılabilmesi olduğunu belirten Doktor Linhardt, “Cihazı, son derece sert iklim koşullarında da kullanmamıza olanak sağlıyor. Gerçekten onu uzayda da kullanabiliriz, çölde de, kutuplarda da...” dedi.
Araştırmacılar kağıt pille çalışan ürünlerin üç yıl içinde satışa sunulmasını bekliyor. Kağıt pilin, kalp atışlarını düzenleyen cihazlarda dahi kullanılabileceği belirtiliyor.  
 Karanlıkta yol gösteren halı :Üzerinde yürürken ışık saçan Footlume isimli halılar, ev dekorasyonunun yeni yıldızları olabilir.
Londra'daki South Bank Üniversitesi'nden iki öğrencinin ödevleri için geliştirdikleri Footlume isimli halı, hiç beklenmeyen bir ilgi görerek bir anda teknoloji dünyasının yıldızları arasına girdi. Leona Dean ve Zoe Robson isimli öğrenciler, şarj edilebilir pil ile destekledikleri halının karanlıkta yol bulmayı kolaylaştıracağını savunuyorlar.
Footlume içerisine yerleştirilen özel ışıklar, üzerlerine basıldığında yanmaya başlıyor ve kullanıcısına yol gösteriyor. Son derece yumuşak bir ışık saçan halı, gerek duyduğu enerjiyi şarj edilebilir özel pillerinden alıyor.
Henüz prototip aşamasında bulunan Footlume, dekorasyon uzmanları tarafından yakın geleceğin teknolojik evleri için önemli bir buluş olarak gösteriliyor. Zaten halının geçtiğimiz günlerde yapılan Londra Ev Fuarı'nda gördüğü ilgi de her şeyi açıkça ortaya koyuyor.
              
Yağmurda Müzik Keyfi Veren Şemsiye
Dong Min Park’ın tasarlamış olduğu Rain Drumbrella, yağmurlu günlerde sıkılanları neşelendiriyor ve yağmurlu havanın kasvetini hoş bir eğlenceye dönüştürüyor.

Görünmezliğe doğru bir adım daha

İngiliz bilim adamları, ilk kez, bir nesneyi tam olarak görünmez hale getirdi. Görünmezlik çalışmalarının askeri cephesinde ise kızılötesi kalkanlar test ediliyor.
Bir çeşit illüzyon olarak görülen görünmezliği gerçek yapmak için bilim adamları deneylerini aralıksız sürdürüyor.
Bu deneylerde artık bilimkurgunun sınırlarına yaklaşılıyor.
Görünmezlik çalışmalarında, mikrodalgaların, nesnenin etrafından dolaştırılması yoluyla yapılan deneylerde bir merhale daha kat edildi.
İngiliz araştırmacılar silindir şeklindeki bir nesneyi tam görünmez yaptı.
Duke Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 7,5 santimetre çapında ve bir santimetre kalınlığındaki silindirin çevresinde, görülmesini engellemeye yetecek ışık bükülmesi gerçekleştirdi.
Ancak yine de, bu durum, tam görünmezlik sağlamıyor. Işık arkadan görülebildiği için, nesne de sadece bir açıdan bakıldığında görünmez olabiliyor.
Görünmezlik çalışmalarının askeri cephesinde ise, bilim adamları, tank gibi araçların da aralarında bulunduğu daha büyük ölçekli eşyaların çevrenin parçasıymışçasına algılanmasını sağlayan kızılötesi kalkanlar test ediyor.
Apple’ın bu yıl tanıtması beklenen akıllı saati iWatch’un  dünyaya duyurulması bekleniyor.Apple’a yakın kaynaklardan biri olan Re/code’dan John Paczkowski, ismi şimdilik iWatch olarak telafuz edilen akıllı saat iWatch için dünyanın çok beklemeyeceğini cihazın karşımıza çıkacağını kaydetti.
Daha önce ekim ayında iWatch’un tanıtılacağını söyleyen Paczkowski’nin bu tarihi bir ay öncesine alması ise akılları karıştırdı.

Teknolojik Gelişmeler 2

Çarpışmaya karşı yeni teknoloji:
Japon otomobil üreticisi Nissan, arıların gözlerinin yapısından esinlenerek, çarpışmaya karşı yeni bir teknoloji geliştirdi.
 Nissan, arıların uçarken diğer böceklerle çarpışmasını engelleyen 300 derece görüş açısına sahip, son derece karmaşık bir yapısı olan gözlerinden esinlenerek, çarpışmaya karşı geliştirdiği yeni bir teknolojiyi tanıttı.
Tokyo'da düzenlenen Ceatec elektronik fuarında, bir metre yüksekliğinde bir tür robot biçimindeki otomobilde tanıtılan prototip "BR23C", 180 derece açıda ve iki metre ötedeki tüm engelleri tespit edebilen bir sensörle donatıldı. Sistemde veriler bir mikroişlemciye geçilir geçilmez anında çarpışmayı önleyici bir manevra yapılması sağlanıyor. Araç önüne aniden biri çıkarsa, tekerleklerin yönü çevriliyor.

Tokyo Üniversitesi ile işbirliği yaparak geliştirdiği, şimdilik bir oyuncağa benzeyen bu prototipi yakında üreteceği otomobillerde kullanmayı hedefleyen Nissan'ın bu projesinden sorumlu mühendisi Toshiyuki Ando, "Araç bir engeli tespit ettikten sonra saniyenin çok kısa bir bölümünde, çarpışmadan kaçacak kadar veya daha fazla açıda tekerleklerinin yönünü çeviriyor. Sistem, yaban arılarının diğer yaban arılarına ve böceklere çarpmamak için kullandıklarına benziyor. Her şey bir bakışta olup bitiveriyor. Bunun eski sistemlere göre tek farkı, çarpışmadan kaçınılacak manevranın tamamen içgüdüsel yapılması, bu olmadan robot engelden kaçmak için yeterince hızlı hareket edemez" diye konuştu. 
DENİZDE ANAHTARLIK KAYBETMEYE SON 
Vapurda ya da teknede denize düşürülen anahtarlar ya da takı gibi yükte hafif, parada ağır eşya özel bir düzenekle kolayca bulunabiliyor. Eşya içine gizlenen 47 santim uzunluğunda, şişebilen, parlak, turuncu renkli bir tüp sayesinde eşya, suya düştüğünde su yüzeyinde kalabiliyor. Şişerek açılan ve 30 saniye içinde eşyayı su yüzüne çıkarabilen tüp 120 gram ağırlığı kaldırabiliyor.
Piyasaya sunulması beklenen ilginç tasarımlardan biri de doğum günlerini, evlilik yıl dönümlerini unutturmayan yüzükler. Pille çalışan yüzükler, özel günlere bir gün kala her saat, parmağını 10 saniye boyunca 1-20 derece arasında ısıtıyor.
Suyun basıncı ile çalışan, pil veya elektrik gerektirmeyen ışıklı duş başlıkları evleri renklendiriyor. Suyun basıncı ile çalışan başlıklar, suyun sıcaklığına göre renk değiştiriyor. 
Kadınların büyük yardımcısı olmaya aday elektronik kesme tahtası da üzerinde doğranılan malzemenin ağırlığını gösteriyor. Kesme tahtası, diyet yapanlara ve tarife göre yemek yapmak isteyenlere kolaylık sağlıyor. 
''TÜRK'' BULUŞLARI 

İnternet sitesinde Türklere ait ilginç buluşlara da yer veriliyor.
Otomatik bir makara sistemi üzerine kurulu ''asansörlü korniş'', perdelerin kolayca asılmasını sağlıyor. Kornişin üzerindeki delikler lamaların tavana monte edilmesini kolaylaştırıyor. Düzenekte bulunan kayışlar sayesinde korniş aşağı doğru iniyor, perde böylece yerden takılabiliyor ve ardından korniş yukarı çekiliyor.
''Sırt asansörü'' de yangın çıktığında çok katlı binalardan hayat kurtarmaya yarıyor. Aşağıya indirilecek kişinin sırtına askı kemerleriyle takılan sırt asansörü, halatın ucundaki kancayla balkon veya pencereye tutturuluyor. Halat sayesinde kişi asansörle yavaşça inebiliyor.
 Kendini onarabilen malzeme :Fransız bilim adamları, ikiye kesilse bile kendini onarabilen ve yeniden yapışabilen bir materyal geliştirdiler.
Nature dergisinde yayınlanan bilimsel makaleye göre, henüz ad verilmeyen ve bir tür yapay lastik olarak tanımlanan materyal, bitkisel yağ ve idrarın içindeki bir bileşikten yapıldı.
Yeni geliştirilen bu malzeme, kesildiğinde, diğer tarafına güçlü kimyasal çekim özelliğini koruyan bir yüzey üretiyor. Böylece kesilen materyal, yapıştırıcı veya başka bir özel muameleye gerek kalmadan hiç ayrılmamış gibi yeniden yapışıyor.
Fransız araştırmacılar, bu materyalin üretiminde "Molekül Mühendisliği"nden yararlandılar.
Google Glass’a sinema yasağı: Teknoloji devi Google’ın giyilebilir teknoloji ürünü Google Glass’a yeni bir yasak daha geldi.
İngiltere’de alınan karara göre Google Glass’ı takarak sinema salonlarına giriş yasaklanıyor. İngiltere Sinemacılar Derneği tarafından aldırılması beklenen bu kararla, HD video kayıt özelliğine sahip olan gözlüğün korsan amaçlarla kullanılmasının önüne geçilebilmesi amaçlanıyor. Sinema salonun gözlükle yakalanan kullanıcılar ise 1000 pound ceza ödeyecek.
GOOGLE GLASS’IN VİDEO ÇEKİM SÜRESİ 45 DAKİKA          
 

Teknolojik Gelişmeler.

Yeni Buluşlar, İlginç Buluşlar, Teknolojik Gelişmeler

Microsoft'tan müthiş ürün ,Microsoft, büyük bir dokunmatik ekrana
sahip olan, yeni ürününü piyasaya sürdü.  Ancak bu ürün el yakacak
BU EKRANDA YOK YOK
Microsoft, büyük bir dokunmatik ekrana sahip olan, üzerine konulan bazı nesneleri tanıyabilen, fotoğrafları gösterebilen ve müzik çalabilen masa şeklindeki ''Surface'' adlı yeni ürününü piyasaya sürdü.
YENİ ÜRÜN EL YAKACAK
Şirketin açıklamasında, ''Surface''ın otel, restoran ve kumarhanelerde kullanılmak üzere tasarlandığı ve fiyatı 5-10 bin dolar olan ekranlı masanın kişisel kullanım için şu an çok pahalı olduğu belirtildi.

Açıklamada, masanın 30 inç boyutundaki ekranının dokunmatik olduğu ve 
kameraları sayesinde üzerine konulan cep telefonu gibi bazı cisimleri tanıyabildiği ve yüzeyine dokunulduğunda diğer dokunmatik ekranlar gibi üzerine dokunulan tek noktaya değil, tüm noktalara aynı anda tepki verdiği belirtildi. FARE VE KLAVYE YERİNE GEÇECEK 
''Surface''ın Microsoft'un patronu Bill Gates'in, fare ve klavye yerine bilgisayarların ses, kalem ve dokunmayla yönetilmesi planının önemli bir aşaması olarak kabul edildiği belirtiliyor.
Microsoft yetkilileri, gelecekte her yerde bu tür yüzey-ara yüzlerin kullanılacağını tahmin ettiklerini ve bu ürünle yüz binlerce otel ve restoranın ilgilenebileceğini söylediler.
Silinebilir Kağıt icat edildi. Xerox'un yakın geçmişte duyurusunu yaptığı silinebilir kağıt buluşu, ABD'de kamuoyuna tanıtıldı.
Xerox'tan yapılan açıklamaya göre, duyurulduğu ilk günden itibaren ilgi uyandıran ve TIME dergisi tarafından 2007 yılının en iyi buluşları arasında gösterilen silinebilir kağıt buluşunun, şirketin Kanada'daki AR-GE Merkezi ve Palo Alto'daki PARC AR-GE Merkezinin ortak çalışmasının bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Gelecekteki kağıt tüketim anlayışını değiştirebileceği gözüyle bakılan bu teknoloji geçici olarak var olacak görüntüler yaratmanın yöntemlerini ararken bulundu. Çalışmalar ilerlerken (tamam şimdi bulduk) denilen nokta, belli miktar dalga boylarında ışık alan parçaların renk değiştirdikleri ve belli bir süre sonra kendiliğinden ortadan kayboldukları an oldu. İnsanoğlu bu noktadan hareket ederek, şu an için kendisini 16–24 saat arasında silen, defalarca tekrar kullanılabilen silinebilir kağıt buluşu ile tanışmış oldu." 

Xerox'un yaptırdığı araştırmalara göre, ofis çalışanlarının bir iş günü içinde basmış oldukları kağıt dokümanlarının yüzde 45'i çöpe atılıyor. Xerox'un iş analistleri, insanların bilgi üretimi ve paylaşımı için bilgisayarları kullanmasına rağmen, bir bilginin okunması ve incelenmesi işini kağıt üzerinde yapmayı tercih ettiklerini, bilgileri kağıt üzerinde okumanın insanlara rahatlık verdiğini, bunun kağıt tüketimini azaltmada önemli bir engel teşkil ettiğini öne sürüyor. Silinebilir kağıt buluşunun daha az kağıt tüketilmesine yardımcı olması planlanıyor.

Logitech MK520 Klavye+Mouse İncelememiz.

Arkadaşlar Merhaba;


Yeni pc toplayanlar yada evindeki klavyenin eskidiğinin farkına varanlar ,yeni klavye arayışında olanlar bu klavyede karar kılmak üzere araştıranlar için küçük bir inceleme gereksinimi duydum…Kendim 1 yıl kadar kullanmış olduğum Logitech MK520 Klavye Seti tecrübesini sizler ile paylaşarak yeni almak isteyenlere bir fikir oluşturmak istedim.İnsanoğlu bilirsiniz ki her zaman KALİTEYİ arar.. ucuz etin yahnisi misali dandik ucuz çin mallarından oldum olası nefret etmişimdir… sizlerinde bu ürünü araştırdığınıza göre aynı fikirde olduğumuz kanısındayım…
Logitech firması gerçekten işinin hakkını veren kesinlikle en iyiler arasında olan yüksek kaliteli ve çeşitli ürünler ile piyasada söz sahibi olan bir firmadır.
Kullanıcılarının memnuniyeti adına çok büyük atılım ve desteği sayesinde ”adam gibi marka” halini almıştır.Fiyat/Performans dengesinin en üst düzeyde olan firmalardan bir tanesidir.
Türkiyede Logitech MK520 Klavye Seti   garantisini   Logosoft A.Ş.  başarıyla Sağlamaktadır… ve çok başarılı olduğunu donanımcılar bilmektedir… Benim herhangi bir ürünüm bozulmadığından garanti servisiyle bir tanışıklığımız olmamıştır =)

ÇAĞIMIZIN HER BULUŞUNU YILLARCA ÖNCE BİR DÜŞÜNEN VARDI



Çok ilginç bir öykü. Amerikan gizli güvenlik Servisi CIA olayın bütün ayrıntılarını iyice gözden geçirmiş ve ondan sonra harekete geçmişti. Fakat sonunda yaptığı hatadan dolayı da utandı. Casuslukla suçlanan devlet düşmanı Amerikan uyruklu bilim kurgu yazarı C.Cartmill'di. Bu genç 1944 yılında CIA ajanlarının ağlarına takıldı. Çünkü "Deadline" adlı öyküsünde büyük ayrıntıları ile bir atom bombasının nasıl işlediğini yazmıştı. Fakat o bunu bilemezdi. O sırada atom bombası Amerika Birleşik Devletleri’nin en iyi saklanan sırlarından biriydi İlk deney atom bombası, kitabın yayımından bir yıl sonra Amerika'da Arizona çölünde patlatılmıştı. Cartmill bir casus olmadığını çabukça kanıtlamayı başardı. O'nda çevresini saranların çoğunda olmayan büyük bir hayal gücü vardı. Cartmill yarın neler olacağını noktası noktasına tahmin eden tek yazar değildi. Bilim Kurgu yazarları çoğu kez bilim adamlarından daha büyük "bilginler" olmuşlardı. Onlar birçok şeyi gerçekleşmeden çok önce hayallerinde "yaratmışlardı". Amerikalı Neil Strong ilk insan olarak Ay'a ayak bastığı zaman. Birçok insan hayalinde çoktan Ay'da yaşamıştı. Jules Verne, Ay'a gidiş projesini uzun yıllar önce, o zamana göre bütün ayrıntılarıyla "Ay'a Seyahat'ında açıklamıştı. Onun bu açıklamaları yıllar sonraki gerçeğe hayret edilecek kadar uymaktaydı: Jules Verne. Ay'a 3 astronot gönderiyordu, gerçekten de Ay'a 3 astronot uçmuştu. Jules Vern'in fırlatma rampası Amerika’da Florida’da idi. Apollo 11 de Florida’dan fırlatılmıştı. Yazar sonunda, uzay başlığını Pasifik Okyanusu'nda Dünya'ya indirir ve bir Amerikan savaş gemisi tarafından denizden aldırır. Amerikalılar da bunun tas tamam aynısını yapmışlardır. Gelelim yörüngesinde sabit kalan uydulara. Bu uzay cisimleri önceden hesap edilmiş bir yörüngede bulunurlar, bu sayede de daima Dünya’nın üstünde aynı bir noktada kalmaları sağlanmış olur. Sanki demirlenmiş gibi duran bu uydular. bugün özellikle televizyon programları veya telefon konuşmalarını dünyaya yayarlar. Onlar olmasaydı kıtalar üzerinden bütün Dünya’yı dolaşacak şekilde haberleşmeye olanak kalmazdı. Bu fikrin patentini alacak biri bugün çoktan "köşeyi dönmüş" olurdu. Arthur C. Clarke böyle bir şeyin gerçekleşmesinden 20 yıl önce onu düşünmüştü. Fakat nedense böyle bir fikrin patentini almak hatırına bile gelmemişti. Bunun yerine bu dâhiyane prensibinin ayrıntılarını bir Bilim Kurgu dergisinde yayımladı. Aşı konusuna da yakından bir bakalım: İnsanların hastalıklara karşı aşı olmaları 1796 da başarıyla gerçekleşmişti. Oysa hastalık yaratan mikroplara karşı bu silâhı İngiliz Francis Bacon ilk olarak 1627 de düşünmüştü. Bugün hepimiz için çok olağan görünen şeylerin gerçekleşmesi için uzun yıllar geçmiştir. 1861 de Phllip Reis'in çalıştırdığı ilk telefon da 1627 de bütün ayrıntılarıyla Francis Bacon tarafından düşünülmüştü. 1850 yılında ilk meteoroloji (hava) İstasyonu kurulmuştu. O da 1627 de yine Francis Bacon tarafından düşünülmüştü. 1827 de yayınladığı "Yeni Atlantit" adındaki kitabında Bacon, bir denizaltıdan bile söz etmiştir. İlk denizaltı 1755 yılında gerçek olmuştur. O zaman, önüne konulan bir pervane ile çalışıyordu ve bir bisikletteki gibi ayakla çevriliyordu. Fakat Bilim Kurgu yazarları yalnız teknik şeyler yazmazlar. Uzaktan ders veren okullar da ilk önce Alman ütopisinin eski ustası Kurt Lasswitz tarafından düşünülmüştür, uçaklar suni hava kontrolü ve moda dansları da. Acaba Bilim Kurgu, her zaman geleceğe egemen mi olacaktır? Ünlü Amerikan yazarlarından Robert A.Heinlein şöyle diyordu: "Bilim Kurgu bilgelik değildir". Ütopileri 
  
(görünüşte olmayacak garip şeyleri) yazan yazarlar, daha fazla basit reçeteleri izlerler. Onlar ele aldıkları olayı olacakmış gibi kabul ederler, az veya çok onun gerçekleşebileceği bir geleceği düşünürler. Fakat bunun bilimsel öngörüşle ilgili bir yanı yoktur, daha fazla hayal gücü ve böyle yeni bir şeyin var olmasından duyulacak heyecan ve tatmin olma hissi. Edebiyatçılar tarafından kendilerinden sayılan tek bilim kurgu yazarı Polonyalı Stanisias Lem. Sanatında daha da ciddi ölçüler tanır. O'na göre "geleceğin gerçek sınır çizgelerini bozmayı falcılara bırakmak daha yerinde olur." Meslektaşları hakkındaki hükmü de şöyledir: "Onların % 98-99'u, 3 sınıf okuduktan sonra beyinlerinin yetersizliği yüzünden okulu bırakmaya mecbur olanlardır." Buna rağmen Lem de bilim-kurgu romanları yazmaya devam eder. Birçok başka yazarlar da mesleklerini severek sürdürmektedirler. Kendilerine teknik kâhin denilmesini istememelerine rağmen, yazdıkları, düşündükleri bir şeyin gerçekleştiğini görünce kıvanç duyarlar.     
Ciddi bir çalışma ile Bilim Kurgu arasında daima açık bir düşmanlık olacaktır. Fakat cepheler artık yıkılmaya başlamıştır. Daha 1955te televizyon Profesörü Heinz Haber şöyle demişti:   "Mesleğimde bilim kurgu ile olan her türlü bağı reddetmek zorunda olduğumu söylemek isterim, karşıt durumda mesleğimin ciddiliğini tehlikeye sokmuş olurum." Haber, şimdi bilim kurgu yazmaktadır. Tabii seviyeli olarak. Eleştirici ve bilim kurgu yazan Dieter Hasselblatt de şöyle diyor: "Dünün geleceği bizim bugünümüz değil midir?". Acaba kısmen öyle değil midir? Özellikle uzay uçuşları bilim kurgu olmadan düşünülebilecek şeyler değildi. Buna rağmen madalyonun bir de öteki yüzü vardır. Uzay uçuşlarının büyük babası sayılan Rus Konstantin E.   Clolkovskly, 1923 te "Gezegenlerin aralarına gidecek roketler" adlı kitabını yayımlamıştı ve bu kitap tam anlamı ile bilimsel bir yapıttı. Ciolkovskiy'in kitabında yazılanların birçoğu bugün bile roket tekniğinde geçerli sayılmaktadır: çok kademe prensibi gibi, uzay elbiseleri ve onların uzay iklimine alıştırılması. O, daha o zaman havanın yenilenmesi ile insan salgılarının dışarıya atılma prensibini çözmüştü. Fakat bunları kimse ciddiye almadı. Ondan sonra Ciolkovskiy geleceğe ait bir roman yazdı: "Yeryüzünün dışında" bu okundu, hiç olmazsa gençler tarafından.       
Ay uçuşu:  Hayal 1864 Gerçek:  1869 
Lazer: Hayal 1823 Gerçek: 1960 
Denizaltı Hayal: 1627 Gerçek:  1775 
Telefon-Hayal: 1627 Gerçek:   1861 
   
Bilim kurgu romanlarından geçen yol daha birçok şeyler aldıktan sonra ancak gerçekleşebildi. İlk Lazer 1960 da gerçekleşti. ölüm ışınları adı altında çok daha önce Isaac Aslmov'un 'Reason" adlı kitabında ve J.T. Mc Inlosh'un "The Bliss of Solitude" unda Lazerden söz edilmişti. 1923 te Alexej Tolstol "Ölüm şuaları" adındaki kitabı için onu bulmuştu. Güneşin enerjisini yakalayan uzay istasyonları ve solar hücrelerini ilk ortaya atan bir lise Fizik öğretmeni olan Kurd Lasswitz'ti. Mars insanları ile ilgili bir kitabında foto hücrelerini de kapıları açıp kapamasında kullandırıyordu, yalnız Merih insanları ortada yoktu. "Voyager" sondası Saturn'e gönderildiği vakit, Amerikalılar çok eski bir reçeteden faydalandılar: Swing by. Voyager'ı, Jüpiter’in o kadar yakınından geçerdiler ki, sonda, dev gezegen tarafından yakalanamadığı gibi kuvvetle etkilenip ivmelendi ve böylece Saturn'e erişmeyi becerdi. Bu metod yıllar önce Alman Jules Verne'i Hans Dominik tarafından az enerji ile uzayda uçmak yolu olarak ortaya atılmıştı. Dominik, atom fiziğinin derinliklerine de girmişti. "Atom ağırlığı 500" adlı romanında o zamana kadar mevcut olmayan bir atomdan söz etmişti. Bu şimdiye kadar bilinen elementlere oranla çok daha ağır bir çekirdeğe sahip olacaktı ve bu yüzden de akla hayale gelmeyen nitelikleri olacaktı. Uzun zaman ağır atomların çabukça ayrışacağı sanılmıştı. Süper ağır elementler olanak dışı görülüyordu. Şimdi atom fizikçileri bir gün böyle elementlerin yapılabileceği kanısındadırlar. İlerisi için düşünülen şeylerden biri, kendi kendini yapan ve geliştiren otomatlardır. 1835 te İngiliz Samuel Butler "Ergihwon veya Dağların öteki tarafı" adlı eserinde bunlardan söz etmişti. Böyle otomatlar bugün daha yoktur. Fakat yakında olmayacaklarını artık kim ileri sürebilir. Biyokimya Profesörü Isaac Assimov'un konuşan otomatları artık bir gerçektir. Herkes onları dinleyebilir. Böyle bir otomat Hamburg da trenler hakkında bilgi vermektedir. Gelecekte de bugün bir Bilim Kurgu yazarının düşünüp yazdığı gerçekleşecektir. Amerikan firmaları buna öylesine inanmaktadırlar ki geleceğe ait romanları sürekli olarak dikkatle taramakta ve işe yarayan fikirleri araştırma konusu yapmaktadırlar. 

Favori Kuponlar

İlk ürün izlenimim.

İlk izlenimim bir android uygulaması ile olacak.
Tamamen tavsiye niteliğindedir. Hiçbir şekilde reklam amaçlı değildir, Maksat bilgilendirme olsun ;)


Bir google Play uygulaması olan Favori Kuponlar adlı app   bahis bağımlılarına güvenilir ve zahmetsiz kazanç imkanı sunuyor.

Facebook'da türeyen ''  şikeli maç satıyorum '' tarzı tiplerden korunmak amacıyla ugulamaya 9.99TL bağışta bulunarak bir ay boyunca onlarca  kupon elimizin altına geliyor. Tutma oranları da bi hayli yüksek ve  geliştiricinin ilgisi bi hayli memnun edici.



Favori Kuponlar Linkinden uygulamaya erişebilirsiniz.

Kyk Burs Kredi Başvuru Yapmak

Kyk Burs/Kredi Başvuru



Adım Adım Resimli 2015-2016 KYK Burs-Yurt-Kredi Başvurusu yazımızı okumadan Kyk başvurusu yapmayınız..Kyk burs başvurularının başlamasıyla birlikte KYK’nı ilan ettiği tarih aralığında KYK’nın resmi web sayfası ”www.kyk.gov.tr ”adresinden KYK Burs-Kredi ve Yurt başvurusu yapabilirsiniz.Üniversiteye yeni kayıt yaptıran lisans ,ön lisans öğrecileriyle ,hala eğitim gören ara sınıf öğrencileri için Kyk burs başvurularının nasıl yapıldığı sitemizde resimli olarak adım adım anlatılmıştır.Kyk burs-kredi-yurt başvurusu yapacak öğrenci arkadaşlarımızın yazımızı okuyup daha sonra başvurularını yapmaları faydalarına olacaktır.Kyk Burs,Yurt, Kredi başvurusu ile ilgili sorularınız için  KYK Çağrı Merkezi : 444 19 61 numaralı telefona arayabilirsiniz.
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-1
1.Adım Kyk resmi web sayfası www.kyk.gov.tr adresi girilir.”2015-2016 Öğrenim yılında yurt içinde yüksek öğrenim programına girmeye ösym veya ara sınıf öğrencilerin yurt başvurusu için tıklayınız” sekmeni  tıklanır.
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-2
2.Adım açılan sayfada ki ”Başvuruda dikkat edilecek hususlar ” yazısı dikkatlice okunduktan sonra sayfanın en altındaki başvuru şartlarını kabul ettiğinizi onaylamak için onay kutucuğunu işaretleyip ”Başvuru ve Güncelleme ” sekmeni tıklanır.
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-3
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-4
3.Adımda açılan yeni sayfadaki başvuru sahibi kimlik bilgileri doğru olarak doldurulup resimdeki güvenlik kodu girilir.

kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-5
4.Adımda açılan yeni sayfada sizden öğrenim bilgilerniz  okul bilgileriniz istenmektedir.
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-6
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-7
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-8
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-9
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-10
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-11
5.Adımda sizden ailenizle ilgili bilgiler istenmektedir(ailede başka eğitim gören varmı,malvarlığı,geliri vb.) sizden istenen bilgileri doğru olarak girmeniz yararınıza olacaktır(verdiğiniz bilgilerin doğruluğu kesinlikle araştırılacaktır).Aksi taktirde yalnış beyanda bulunmanız durumda Kyk burs şansınızı kaybetmiş olursunuz.
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-15
6.Adımda sizin adres bilgileriniz ve e posta adresiniz istenmektedir.
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-13
7.Adım son olarak tüm bilgilerinizin doğru olarak doldurduğunuzdan emin olduktan sonra kaydet sekmeni tıklanarak KYK Burs/Kredi ve Yurt Başvurusu tamamlanmış olur..
kyk-burs-basvurusu-nasil-yapilir-14