Sayfalar

25 Şubat 2016 Perşembe

Patent Nedir ?

PATENT NEDİR?
Patent Tanımı: Patent, buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretebilme, kullanabilme, satabilme veya ithal edebilme hakkına patent hakkı denir. Bu hakkı gösteren belgeye de patent denir. Bir buluş için buluş sahibine verilen bir patent, buluş sahibinin izni olmadan başkalarının buluşu üretmesini, kullanmasını veya satmasını belirli bir süre boyunca engelleme hakkı verir.
  Patentli bir buluş, tıpkı işle ilgili alınıp, satılabilen, kiralanıp, kiraya verilebilen diğer mallar gibi buluş sahibinin mülkiyeti haline gelir.
Bir buluş sahibi patent isteme hakkını, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup, başkalarına devri mümkündür. Buluş birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse, patent isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa, bunlara müştereken ait olur. Aynı buluş birbirinden bağımsız birden çok kişi tarafından aynı zamanda gerçekleştirilmişse, patent isteme hakkı, daha önce başvuru yapana veya diğerine göre rüçhan hakkı olana aittir. Patent almak için ilk başvuran kişi, aksi sabit oluncaya kadar, patent isteme hakkının sahibidir.
Patent Yasalarının amacı; buluş yapmayı, yenilikleri ve yaratıcı fikri faaliyetleri teşvik etmek için gerekli olan korumayı ve buluşlarla elde edilen teknik çözümlerin sanayide uygulanmasını sağlamaktır. Verilen patentler ve bunların sanayide uygulanması ile teknik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleşmesi sağlanır. Sanayi alanında gelişmiş ülkelerde verilen patent sayılarının yüksekliği bu düşüncenin doğruluğunu kanıtlamaktadır.
Patent verme uygulaması 15. yüzyılda İtalya’da başladı. Sonraki 200 yıl içinde Avrupa ülkelerine de yayıldı. Resmi patent tescili 1790’da Amerika’da, 1791’de Fransa’da başladı. Sonraki yıllarda birçok ülkede patent kanunları çıkarıldı.Bir buluşa patent verilirken bazı şartlar aranır. Başkası tarafından tasarlanmış olmaması, genellikle bir yenilik taşıması, ilgili olduğu alanda önemli bir ilerleme getirmiş olması arzu edilir. Temelsiz buluşlara patent verilmez. Patentli mamüllerinde değişiklik yapan kaşifler, müracaat etmek suretiyle "ek patent" alabilirler.  
 
Patent, bir çeşit şahsi mülktür. Satılabilir, ipotek edilebilir ve miras olarak kalabilir. Patent sahibi, ürettiği malının başkaları tarafından imalini, kullanımını ve satılmasını engelleme hakkına sahiptir. Dilediği kimselere buluşunun imal, kullanım veya satış haklarından herhangi birini bir lisans aracılığı ile devredebilir. Buna karşılık imtiyaz hakkı veya başka çeşit karşılık alır. Patentli bir mamülden yetkisiz olarak faydalanmaya kalkışanlar mahkeme kararıyla tazminat ödemek zorunda kalırlar. Buluşların kalitesine göre patent süreleri farklı olmakla birlikte çoğu ülkede 16-20 yıl arasında değişir. Sosyalist ülkelerde patent uygulaması yoktur. Ancak buluş sahibine bazı tavizler sağlayan bir sertifika verilmektedir.
 
Patent Nasıl Alınır: Patent başvurusunun ilk aşamasında, buluş sahibinin Türk Patent Enstitüsü’ne başvurarak patent araştrması yapmasıdır. Eğer buluş, mevcut patenti bulunanlara yeni birşeyler katıyor veya onlardan ciddi farklarla ayrılıyorsa, başvurunun red edilme ihtimali azalır.
Patent başvurusu için gerekli olanlar şunlardır: Başvuru dilekçesi(1 nüsha), patentle korunması istenilen buluşun unsurlarını kapsayan istemler(3 nüsha), buluş konusunu anlatan açıklama (3 nüsha), isteme ait resimler (3 nüsha), özet (3 nüsha) ve tarifname'dir.
PATENT ÇEŞİTLERİ:
İncelemeli Patent: İncelemeli patent, Ulusal ofise yapılan müracaat neticesinde uluslar arası anlamda araştırması yapılmış, araştırmadan sonra tekniğin bilinen durumunun aşılması yönünden incelemesi yapılmış, yeni, sanayiye uygulanabilir buluşlara verilen koruma belgesidir. Tekniğin bilinen durumu ile ilgili araştırma TPE veya TPE tarafından yetkisi kabul edilmiş uluslar arası araştırma kuruluşları tarafından gerçekleştirilir. İnceleme ücrete tabi olup, incelemeli patentin koruma süresi 20 yıldır.
İncelemesiz Patent: İncelemesiz patent, nitelik olarak patent sayılır ancak; tescil konusunun gerçekliği ve yararlılığı devlet tarafından garanti edilmez. İncelemesiz patentin koruması süresi 7 yıl olup, bu süre içerisinde inceleme talebinde bulunularak tescilin incelemeli patent'e dönüştürülebilmesi mümkündür.      
 
PATENTİN TAŞIMASI GEREKEN NİTELİKLER:
Yenilik: Tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş yeni demektir. Tekniğin bilinen durumu; patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce, buluş konusunda dünyanın herhangi bir yerinde toplumca erişilebilir yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım veya bir başka yolla açıklanan bilgilerden oluşur.  
Tekniğin bilinen durumunun aşılması:  Buluş, ilgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikar bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş ise, tekniğin bilinen durumunun aşıldığı kabul edilmektedir.  
Sanayiye Uygulanabilir Olma: Buluş, tarım dahil sanayiinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir nitelikte ise, sanayiye uygulanabilir olduğu kabul edilmektedir
 
PATENT VERİLMEYECEK KONULAR VE BULUŞLAR
Bulduğumuz ürünün veya yöntemin, her ne ise, buluş basamağı içerip içermediğini anlamak için kullandığımız kriter şöyle izah edilebilir:
Her buluş teknik bir probleme çözüm içermektedir. Her buluşçu da böyle bir probleme çözüm öneren kişi olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bu önerilen çözüm, tekniğin bu alanında uzman bir kişiye aşikar bir çözüm ise buluş aşaması içermediği kabul edilir ve patent alamaz. Kullanılan kriter kısaca böyle anlatılabilir.
Buluş niteliğinde olmadığı için Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalanlar
1. Keşifler, bilimsel teoriler, matematik metotları 2. Zihni, ticari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul ve kurallar 3. Edebiyat ve sanat eserleri, bilim eserleri, estetik niteliği olan yaratmalar, bilgisayar yazılımları 4. Bilginin derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi ile ilgili teknik yönü bulunmayan usuller 5. İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak cerrahi ve tedavi usulleri ile insan, hayvan vücudu ile ilgili teşhis usulleri
Patent verilerek korunamayan buluşlar
 Konusu kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar.  Bitki veya hayvan türleri veya önemli ölçüde biyolojik esaslara dayanan bitki veya hayvan yetiştirilmesi usulleri.
 
PATENTİN ÖNEMİ
Patent alınmasının kişiye sağladığı yararlar dışında ülkemizin gelişmesine katkıda bulunması, teknolojik gelişmelerin sağlanması, insanların buluş yapmaya özendirilmesi gibi sonsuz katkıları vardır. Patentli bir buluş; tıpkı işle ilgili alınıp, satılabilen, kiralanıp, kiraya verilebilen diğer mallar gibi buluş sahibinin mülkiyeti haline gelir. Patentler alındıkları ülkeler için hak sahipliği doğurur. Türkiye'de alınmış bir patent, sadece Türkiye içinde sahibine hak sağlamaktadır ve patentli ürünleri başkalarının Türkiye'ye ithal etmesi durumunda, hak sahibine ithali durdurma hakkı verir.
Bir ülkede verilmiş olan paten sayısının yüksekliği, o ülkenin gelişmişliğinin bir göstergesidir. Dünya geneline bakıldığında ise ülkemizin patent konusunda çok gerilerde kaldığı görülmektedir. Dünyada teknolojik çığır açan buluşların büyük bir kısmı patentle korunurken, ülkemizdeki büyük şirketlerin bile çok sınırlı sayıda patenti bulunmakta, bazılarının şu ana kadar hiçbir başvuru yapmadığını görmekteyiz. Oysa patent bilincinin yerleştiği ülkeler, patentleri lisans anlaşmalarından dahi çok büyük gelir elde etmektedirler. Ülkemizde ise sadece birkaç şirketimiz kendi bünyesinde patent bilincini oluşturmaya başlamış ve son yıllarda atağa geçmiştir.
Patentler ticarileştirildiklerinde, yani sahibine maddi kazanç sağladığı, ülke için katma değer oluşturduğu takdirde değerlidirler. Bir ülkenin ekonomik kalkınmasının altında ülkenin ürettiği katma değer yattığına göre, buluşların da müşterilerce ihtiyaç duyulan, maddi getiri sağlayacak konularda yapılması önemli bir avantajdır. Bu nedenle patent sisteminin sadece buluş sahibini korumak yönü yoktur. Ülkedeki teknolojik gelişmenin de hızlandırılması amacıyla patentin bilgi işlevi de bulunmaktadır.Patent konusunda çok geri kalmış olmamızın sebebi patentin ne demek olduğunun ve ne gibi haklar sağladığının bilincinde olmamamızdır. İnsanlarımızın çoğu patentin yeni bir şey icat etmek olduğunu düşünmektedirler. Bir sistem ya da ürün üzerinde yaptıkları geliştirmelerin ve yeniliklerin patent belgesi alabilmek için yeterli olmadığını zannetmektedirler. Örneğin; bir yeni bir mekanizma kurulurken kullanılacak olan elemanların başkaları tarafından icat edildiği ve bunların kullanılmasının patent almaya engel olduğu düşüncesi ile çokça karşılaşılmaktadır. Bunun başlıca sebebi ile bilinçsizliktir. Bu düşünceden dolayı patentlenebilecek buluşlar koruma altına alınmadığı için, buluş sahibi hakkını koruyamamakta ve taklitçilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Buluş sahibinin yapmış olduğu arge çalışmaları, buluşun kendisine ait olduğunu ispatlayamadığı ve taklitçilerle başa çıkamadığı için maddi manevi tüm emekleri boşa gitmektedir.
Bir diğer sorun da Patent bilinci henüz yerleşmediği ve getirilerin boyutu tahmin edilemediği için, patent alım sürecinde ortaya çıkan maliyetlerden kaçınılması, bundan dolayı da başvuru yapılmamasıdır. Başta bu düşünce sebebiyle ülkemizde yapılan başvuru sayısı dünya geneline bakıldığında çok geri kalmaktadır.
Patentle ilgili teşvikler ve bilincin oluşturulması için yapılan çalışmalar daha da arttırılmalıdır. Devletimiz ve en etkili iletişim aracı olan medya da ülkemiz ve geleceğimiz için bu kadar önemli olan patent bilincini insanlarımıza aşılamak için çalışmalıdır. Ülkemiz, yabancı patentlere ve lisans anlaşmalarına bağlı kalarak ekonomik faaliyetlerini sürdürmeye mahkûm edilmemelidir.

Teknoloji ve Tasarım Örnekleri


Düzen Kuşağı Çalışma Örnekleri








Kurgu Kuşağı Çalışmaları








Buradaki resimler. Erzurum seminerinde formatör öğretmenler tarafından yapılmıştır.. Emeği geçenlere teşekkürler..

Yapım Kuşağı Projeleri
Halil ÇAL öğretmenimizin gönderdiği teknoloji şenliği etkinlik resimleri, Tokat Cumhuriyet İlköğretim Okulu Projelerinden dolayı öğretmen ve öğrencilerini tebrik ederiz.  Başarılarının devamını dileriz.
 



İlk ürün izlenimim.

İlk izlenimim bir android uygulaması ile olacak.
Tamamen tavsiye niteliğindedir. Hiçbir şekilde reklam amaçlı değildir, Maksat bilgilendirme olsun ;)


Bir google Play uygulaması olan Favori Kuponlar adlı app   bahis bağımlılarına güvenilir ve zahmetsiz kazanç imkanı sunuyor.

Facebook'da türeyen ''  şikeli maç satıyorum '' tarzı tiplerden korunmak amacıyla ugulamaya 9.99TL bağışta bulunarak bir ay boyunca onlarca  kupon elimizin altına geliyor. Tutma oranları da bi hayli yüksek ve  geliştiricinin ilgisi bi hayli memnun edici.



Favori Kuponlar Linkinden uygulamaya erişebilirsiniz.

Yandex ile herşeyi bul.

Çok kısa ve öz bir yandex hilesinden bahsetmek istiyorum.
Hile denmeye de bilir ancak bana göre bilgiye erişmek için muhteşem bir yöntem.

Yandex'in Disk uygulamasını duymuşsunuzdur.
E-kitap mı arıyorusunuz     google veya yandexten 
  yadi.sk e-kitap  yazmanız yeterli
Ya da mp3 mü lazım ?  Yadi.sk mp3   yazarak yandex diskini paylaşanların arşivlerine ulaşabilrsiniz.

Örnek :  https://yadi.sk/d/jdUZB77oFTJBo   Pdf Kitap Arşivi.
 Bence Yumulun :)


Ölü Deniz parşömenleri



1QIsa b.jpg

Parşömenlerin bulunduğuKumran(en:Qumran) vadisindeki mağaralardan biri
Ölü Deniz Tomarları, bir kısmı İbranice, bir kısmı da artık ölü bir dil olan Aramice ile kâğıtderi veya bakır plakalar üzerine kaydedilmiş kırk bin adet elyazması parçasından oluşmaktadır. Bu parçaların bir araya getirilmesiyle tam beş yüz kitap yeniden oluşturulmuştur. Hıristiyanlığın ve Museviliğin bilinen en eski yazılı kaynakları sayılırlar.
1947 yılının Şubat veya Mart ayında, Muhammed Ahmed El-Hamid adlı, genç bir Bedevi keçi çobanı, kaybolan keçisini aramaktadır. Eriha kentinin 13 km güneyinde, Ölü Deniz'in batı yakasındaki bir tepede bulunan bir delikten aşağı taş atar ve duyduğu testi kırılma sesi üzerine aşağıdaki mağaraya iner. Mağaranın zemininde, içinde keten kumaşa sarılı deri tomarların bulunduğu büyük testiler bulur. Testilerin ağzı sıkıca kapatıldığı için tomarlar yaklaşık 1900 yıl boyunca hiç bozulmadan saklı kalabilmişlerdir (bulgular, bu tomarların MS 68 yılında mağaraya yerleştirildiklerini gösterir). 1947'deki keşif ve 1952-1956 yıllarında yapılan kazı çalışmaları sonucunda toplam on bir mağarada bu elyazmalarına rastlanmıştır. Bunları sınıflandırmak açısından mağaralar numaralandırılmıştır. 1 numaralı Kumran mağarasında bulunan tomarlardan beş tanesi, ismini aldıkları Kudüs'teki Suriye Ortodoks Manastırı Başpiskoposu tarafından satın alınmıştır. Diğer üç tomar ise İbrani Üniversitesi Profesörü E.L. Sukenik tarafından satın alınmıştır.
“Ölü Deniz Tomarları’nın” bulunması, 20. yüzyılın en önemli arkeolojik keşiflerinden biridir. Bu tomarlar, MÖ birinci yüzyıldan MS ikinci yüzyıla değin Ölü Deniz kıyısındaki Kumran vadisine yerleşmiş olan dini bir topluluğun tarihçesini aydınlatmıştır. Bu topluluk, Kumran Topluluğu veya Esseneler olarak bilinen, dışa kapalı Yahudi bir toplumdu. "Zadokite Belgeleri", "Toplum Kuralları" ve "Disiplin El Kitabı" gibi yazılar, Kumran'daki günlük yaşam hakkında oldukça geniş ölçüde bilgi sahibi olunmasını sağladı.

Down Sendromlu Çocuklar ve Onları Anlamak.

“Trizomi- 21” olarak da bilinen bu genetik bozukluk, normalde bir çift olması gereken 21.kromozoma, ekstra bir üçüncü kromozomun eklenmesi (trizomi) sonucu ortaya çıkar. Down sendromlu kişilerde mental ve fiziksel gelişim değişik seviyelerde etkilenir. Down sendromu, yaşlara göre farklılık göstermekle birlikte ortalama 800 doğumda bir görülür. DS, her 1000 doğumdan 1.3'ünde görülen kromozomlara bağlı (kalıtsal) bir olağan dışı durumdur. Bununla birlikte, yaşı 35'in üzerindeki kadınların dünyaya getirdiği çocuklar arasında daha yaygın olduğu gözlenmektedir. Bilinmeyen bir sebepten ötürü, hücre yapısı veya gelişimindeki herhangi bir hata alışılagelmiş 46 kromozomdan ziyade, 47 kromozonluluğa yol açmakta, fazladan gen vücut ve beynin düzenli gelişimini azar azar değiştirmektedir.

Bu çocuklar, farklı olmaktan ziyade, türüne özgü biçimde bir gelişim sergileyen çocuklara benzerler. Ayrıca, bedensel gelişimleri sırasında toplam nüfusun içinde kişilik, zekâ, öğrenme şekli, dış görünüş, kurallara uyma, espri yeteneği, acıma duygusu, diğer bireylerle kafaca uyum ve davranış biçimi (tavırlar) bakımından büyük bir fark bulunduğunu da göreceksiniz.

Down Sendromu'nun Belirtileri Nelerdir?

DS'lu çocuklar, birbirlerine benzemekten ziyade, ailelerine benzerler. Duygu ve davranışlarında kusursuz, oyun ve yaramazlıkta ise yaratıcı ve hayal gücü yüksek olup, ihtiyaç duyulan değişik düzeylerdeki gelir ve barınma imkânlar içinde kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetişirler.

DS rahatsızlığını yaşayan çocuklar, her çocuğun yetişmesine katkıda bulunan bakım, özen ve toplumsal yaşamın içinde yer alma gibi imkânların aynısından yararlanırken, bütün diğer çocuklar için olduğu gibi, okul, okul öncesi eğitim ve eğitimin kalitesi de, sağlıklı akademik beceriler geliştirmede gerekli olan imkânları çocuğunuza sağlamanız açısından büyük önem taşır.

Standart IQ Tarama Testinde DS'lu çocuklar, zekâ geriliği sınırını aşağıya çekecek ılımlılıkta puanlar alırlar çoğu zaman. Ancak, durum böyle olsa da, bu Tarama Testi zekânın birçok önemli alanını ölçmezler; siz de çocuğun hafıza, iç görü, yaratıcılık ve zekâsı karşısında şaşırır kalırsınız ve ne şanstır ki, bu tür çocuklardaki yüksek öğrenme yetersizliği oranı, bir dizi yetenek ve beceriyi gölgeleyebilir.

Böylesi çocukları, her hangi bir kişide ortaya muhtemel olan ya da olmayan birçok fiziksel özelliğinden tanımak mümkündür

Bazı belirtileri de şöyle sıralanabilir:

-İrisinde küçük, beyaz, hilâl şeklinde belirgin çekik gözler
-Her iki elinde de bulunan tek bir avuç içi çizgisi
-Ender görülen, olağandışı bir zekâ
-Doğuştan gelen yüksek orandaki kalp yetersizliği (%35-50 oranında). Çocuğunuzun doğumun ilk iki ayını takiben, kalp ekosunun (eko-kardiyogram) alınması gereklidir.

Rahatsızlığın Başka Çeşitleri Var mıdır?

- Down Sendromu'nun belli başlı 3 çeşidi vardır. Bebeğinizde muthemelen, ya trisonomy 21-kromozomların 21. çiftinde görülen, yumurta, ve sperm gelişimi veya döllenme (fertilizasyon) sırasında vuku bulan bir hücre anormalliğinden kaynaklanan fazlalık vardır.

-Ya da %4 kadarı (fazladan olan 21. kromozomun parçalanıp, diğerine yapıştığı Translokasyon'a yakalanmıştır.

-Yaklaşık %1'inde ise, sadece bazı hücrelerde kromozom fazlalığının (Trisonomy 21) bulunduğu mozaik bir durum. (Mosaicism) görülür. DS rahatsızlığı olanların %95'inde Trisonomy 21 vardır.

Hafif-çok şiddetli arasında değişen zeka geriliği, hastanın yüzündeki belirli özellikler (bazılarında daha belirgindir), aşırı büyük dil ve kısa bir boyun gibi bir dizi belirtinin görüldüğü bir hastalıktır. Kafanın arka kısmı düz, kulaklar küçük ( bazen yukarıda kıvrımlı) ,burun basık ve geniş olabilir. İşitme ve görme fonksiyonları zayıf olabilir, özellikle kalpte ve mide bağırsak kanalında olmak üzere çeşitli iç organ kusurları mevcut bulunabilir. Down sendromlu çocuklar genelde kısa boyludur, kaslar gevşektir (büyümedeki gecikmenin bir bölümünden sorumlu kusur. )

Down sendromu olan çocukların ortalama doğum tartıları normal çocuklara oranla 100-600gr daha az, boyları 2-3 cm daha kısadır. Boy kısalığı yaşam boyu devam eder. Büyüdükçe kemik olgunlaşmaları geri kalır.

Risk altındakiler ;

-Daha önce doğuştan kusurlu çocuğu olan anne-babaların çocukları
-Anne veya baba da kromozom kusuru varsa
-Anne yaşı 35 üzerinde bulunanlar ( anne yaşı arttıkça risk artar). 35 yaşın üzerindeki annelerden doğan bebeklerin % 2 sinde görülür.

Doğum öncesi teşhis mümkündür. Doğumdan sonra yapılacak ameliyatlarla eğer varsa kalpteki ve diğer sistemlerdeki anormallikler düzeltilebilir. Hafif-orta derecede zeka geriliği olan Down sendromlu çocuklarda erkenden uygulanan özel eğitim programları , zeka katsayısını (IQ) yükseltebilir.

Eğitilebilir düzeyde zeka geriliği olan Down sendromlu hastalar geç de olsa konuşabilir, kendilerine bakabilecek düzeyde sosyal gelişme gösterir ve çevreye uyum sağlar.Genelde taklit, resim ve müzik yeteneği olan, mutlu, arkadaş canlısı çocuklardır. Büyük çoğunluğu basit meslekler öğrenebilir, müzik aletleri çalabilirler.

Teknolojik Gelişmeler 3

 Projeksiyonlu Cep Telefonu
Pahalı olmasına rağmen son zamanlarda oldukça yaygın olarak kullanılan projektör sistemleri kesinlikle günümüzün en faydalı icatlarından birisi olmuştur. Bunlar okullarda, iş yerlerinde vb. birçok yerde kullanılıyor. Fakat mini projektörler konusunda uzman bir firma olan Microvision ile Motorola‘nın işbirliği içinde geliştirilen bu telefon ile projektör sistemlerinin kullanım alanını biraz daha genişleyeceğe benziyor.

Yeni nesil cep telefonlarına PicoP adı verilen mini lazer projektörler entegre edecek olan Motorola, böylece cep telefonlarındaki verileri, bir projeksiyon cihazına ihtiyaç olmadan, üç adet lazer yardımıyla 120 ekran TV boyutunda yansıtabilecek. Bu telefon hakkında daha detaylı bilgi almak için kendi sitesini ziyaret edebilirsiniz. 
 Kağıt pil geliyor 
Bilim insanları, uzaktan bakıldığında sadece bir kağıt parçasına benzeyen bir pil geliştiriyor. Kağıt pil, üç yıl içinde satışa sunulabilecek.
LONDRA - Son yıllarda tüm elektronik araçlar görülen küçülme, güç kaynaklarında yani pillerde geliştirilmiyordu. Ancak ABD’li bilim insanları, yeni araştırmalarıyla buna son vermeye hazırlanıyor.
Kağıdı küçük bir karbon tüpün içine koyan araştırmacılar, kağıtta enerji saklanmasını sağladılar.
Fakat her pil gibi, kağıtta da bir elektrik ileticisine gereksinim duyulunca, araştırmacılar mekanizmanın harekete geçebilmesi için, insan kanı, teri veya idrarının işe yarayabileceğini keşfettiler.
Geliştirilen ince ve küçük bir pil, diğerlerine göre daha esnek bir yapıda. Araştırmayı yürüten uzmanlardan Doktor Robert Linhardt, kağıt pilin başka alanlarda ve farklı ortamlarda da kullanılabileceğini söylüyor. 
Pilin esnek görünmesinin yanında asıl avantajının, çok farklı sıcaklıklarda da kullanılabilmesi olduğunu belirten Doktor Linhardt, “Cihazı, son derece sert iklim koşullarında da kullanmamıza olanak sağlıyor. Gerçekten onu uzayda da kullanabiliriz, çölde de, kutuplarda da...” dedi.
Araştırmacılar kağıt pille çalışan ürünlerin üç yıl içinde satışa sunulmasını bekliyor. Kağıt pilin, kalp atışlarını düzenleyen cihazlarda dahi kullanılabileceği belirtiliyor.  
 Karanlıkta yol gösteren halı :Üzerinde yürürken ışık saçan Footlume isimli halılar, ev dekorasyonunun yeni yıldızları olabilir.
Londra'daki South Bank Üniversitesi'nden iki öğrencinin ödevleri için geliştirdikleri Footlume isimli halı, hiç beklenmeyen bir ilgi görerek bir anda teknoloji dünyasının yıldızları arasına girdi. Leona Dean ve Zoe Robson isimli öğrenciler, şarj edilebilir pil ile destekledikleri halının karanlıkta yol bulmayı kolaylaştıracağını savunuyorlar.
Footlume içerisine yerleştirilen özel ışıklar, üzerlerine basıldığında yanmaya başlıyor ve kullanıcısına yol gösteriyor. Son derece yumuşak bir ışık saçan halı, gerek duyduğu enerjiyi şarj edilebilir özel pillerinden alıyor.
Henüz prototip aşamasında bulunan Footlume, dekorasyon uzmanları tarafından yakın geleceğin teknolojik evleri için önemli bir buluş olarak gösteriliyor. Zaten halının geçtiğimiz günlerde yapılan Londra Ev Fuarı'nda gördüğü ilgi de her şeyi açıkça ortaya koyuyor.
              
Yağmurda Müzik Keyfi Veren Şemsiye
Dong Min Park’ın tasarlamış olduğu Rain Drumbrella, yağmurlu günlerde sıkılanları neşelendiriyor ve yağmurlu havanın kasvetini hoş bir eğlenceye dönüştürüyor.

Görünmezliğe doğru bir adım daha

İngiliz bilim adamları, ilk kez, bir nesneyi tam olarak görünmez hale getirdi. Görünmezlik çalışmalarının askeri cephesinde ise kızılötesi kalkanlar test ediliyor.
Bir çeşit illüzyon olarak görülen görünmezliği gerçek yapmak için bilim adamları deneylerini aralıksız sürdürüyor.
Bu deneylerde artık bilimkurgunun sınırlarına yaklaşılıyor.
Görünmezlik çalışmalarında, mikrodalgaların, nesnenin etrafından dolaştırılması yoluyla yapılan deneylerde bir merhale daha kat edildi.
İngiliz araştırmacılar silindir şeklindeki bir nesneyi tam görünmez yaptı.
Duke Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 7,5 santimetre çapında ve bir santimetre kalınlığındaki silindirin çevresinde, görülmesini engellemeye yetecek ışık bükülmesi gerçekleştirdi.
Ancak yine de, bu durum, tam görünmezlik sağlamıyor. Işık arkadan görülebildiği için, nesne de sadece bir açıdan bakıldığında görünmez olabiliyor.
Görünmezlik çalışmalarının askeri cephesinde ise, bilim adamları, tank gibi araçların da aralarında bulunduğu daha büyük ölçekli eşyaların çevrenin parçasıymışçasına algılanmasını sağlayan kızılötesi kalkanlar test ediyor.
Apple’ın bu yıl tanıtması beklenen akıllı saati iWatch’un  dünyaya duyurulması bekleniyor.Apple’a yakın kaynaklardan biri olan Re/code’dan John Paczkowski, ismi şimdilik iWatch olarak telafuz edilen akıllı saat iWatch için dünyanın çok beklemeyeceğini cihazın karşımıza çıkacağını kaydetti.
Daha önce ekim ayında iWatch’un tanıtılacağını söyleyen Paczkowski’nin bu tarihi bir ay öncesine alması ise akılları karıştırdı.